Mimarlar Odası ve BTS, Ankara Gar alanının Sağlık Bakanı Koca'nın kurucusu olduğu Medipol Üniversitesine verileceği iddiasını gündeme taşıdı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), Ankara Gar Yerleşkesi’ne ilişkin plan değişikliği yapıldığını, gar yerleşkesinin plan notlarında özel üniversite alanı olarak görüldüğünü bildirdi. Meslek odaları hükümet yetkililerine “Burası Sağlık Bakanı’nın kurucu olduğu Medipol Üniversitesine mi verilmiştir? Bu plana dava açacağız, kamu yararına aykırı bir şekilde, tarihi olan bir alanda yaklaşık 300 bin metrekarelik bir yapılaşma öngörülüyor. Öte yandan, şehir hastaneleri ile birlikte kentteki hastanelere ihtiyaç yok derken, kent merkezinde neden hastane yapılıyor? Açıklama bekliyoruz” sorusunu yöneltti.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), düzenlediği basın toplantısıyla TCDD Ankara Yerleşkesi’ne dair Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nde askıya çıkan Eti Mahallesi 29216 ada 2,19 parseller ve Çankaya İlçesi Eti Mahallesi 29216 ada 10,11,12 ve 16 parsellere ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği’ni masaya yatırdı.
1.5 emsal ve emsal dışı yapılaşma ile yaklaşık 300 bin metrekarelik yapılaşma öngörülüyor
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Plan notları değerlendirildiğinde, söz konusu alanda emsal artışlarıyla birlikte 300 bin metrekarelik bir yapılaşma öngörülüyor. Plan değişikliğinde bu alanın özel üniversite alanı olduğu ifade ediliyor. Bu demektir ki bu alan bir vakıf üniversitesine tahsis edilmiş durumda Hacı Bayram Veli Üniversitesi bir devlet üniversitesi olarak devre dışı kalmış durumda. O dönem hazineye mi verilecek yaklaşımları tartışmadayken bir taraftan da Medipol’e verilecek sağlık kampüsü olacak gibi söylemler vardı. Buranın da yaklaşık tıp fakültesi olacağı içinde hastane işlerinin de gerçekleşeceği ifade ediliyor. Hükümet bize bir açıklasın Medipol Üniversitesi’ne mi verilmiştir?” dedi.
Alanda 13 tescilli yapı var, endişeliyiz
Candan, sözlerine şöyle devam etti:
“Medipol Üniversitesi’nin kurucusu Sağlık Bakanı. Sağlık Bakanlığı yapan birisinin üniversitesine mi tahsis edilmiştir? Bunu açıklamaları gerekiyor. Bu alanda 116 bin metrekarelik emsal 1,5’tan bir inşaat öngörülüyor. Bodrum katların tamamı emsal dışı olarak gösteriliyor. Emsal dışı yapılaşmalarla birlikte 2’yi aşacak bir emsal artışı görülüyor. Gar yerleşkesinin daha önce 49 bin metrekarelik alanı hazineye devredilmişti. Planda küçük parsellerle birlikte alan yaklaşık 78 bin metrekare. Bu plan değişikliğinde ise 116 bin metrekarelik inşaat alanı verilirken 300 bin metrakarelik bir inşaat alanıyla karşı karşıyayız. Bina yükseklikleri 35,5 metre olacak. Burası Ankara’nın en önemli noktalarından birisi. Ankara Gar Yerleşkesi Başkent’in Cumhuriyet’e açılan kapısıdır. Bunun bölünmesini de özel bir vakıf üniversitesine verilmesini de doğru bulmuyoruz. Alanın içinde 13 tescilli yapı var. TCDD Müzesi ve Mimar Kemalettin’in eseri İkinci Bölge Müdürlüğü var. Bu 13 yapı da vakıfa tahsis edilmiş durumda. Buradaki tescilli yapılarla ilgili tedirginiz. Tescilli yapıların yanına yapılacak inşaatlarda çekme mesafesi yok. Bu dibine yapılabileceği anlamına geliyor. Tescilli yapıdan çekme mesafesi diye bir şey yok. Tescilli yapıların kapatan bir proje de önümüze gelebilir. Plan değişikliğini hukuksal sürece taşıyacağız ve daha önce açtığımız protokol anlaşmasının iptali ile birlikte Ankara Garı’nın bir bütün olarak korunmasını öngörüyoruz. Birde ulaşım açısından önemli bir boyutu var Ankara ulaşımı kitlenecek."
Çevrede 10 hastane var, neden ihtiyaç duyuldu?
Bu bölgenin bir hastaneye ya da tıp fakültesine ihtiyacının olmadığını da bildiren Candan, şunları söyledi:
“Bu açıdan baktığımızda gar çevresinde 1,5 -2 kilometre uzaklıkta 10 hastane olduğunu görüyoruz. Bu yerleşke Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 2, Numune Hastanesine 1, Hacettepe Tıp Fakültesi’ne 1,3 kilometre, İbn-i Sina ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine 1,5 kilometre, bu alan diğer hastanelere ise 1,5 2 kilometre uzaklıktadır. Bunun da gerçekçi olmadığını düşünüyoruz. Siz bütün hastaneleri Bilkent ve Etlik Şehir Hastanelerine taşırken bir taraftan da böyle bir ihtiyacımız var diyorsunuz. Bu ihtiyaç demek ki kişisel beklentiler ve başka tür ilişkiler üzerinden şekillenen ihtiyaçlar. Bunun kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Eğer bu alan sağlık bakanının üniversitesine verilmiş ise vehamet bir durum. Plan notları bu bakış açısını güçlendiriyor.”
Ankara trafiği içinden çıkılmaz bir hal alacak
Candan, plan değişikliğinin onaylanması durumunda Ankara trafiğinin içinden çıkılmaz bir hal alacağı uyarısında da bulunarak, “Burada 3,4 parsel var. Bu parsellerle ilgili yaya ve taşıt geçişine dair de bütün plan ve projeler yapılabilir deniyor. TCDD ray sahasının üstünden ve altından yaya ile taşıtların geçebilir. Bu bölge zaten bir Roma dönemi. Kazılınca Roma dönemi eserleri de çıkabilir.. Bu bölgede EGO Hangarlarının olduğu yerde 70 katlı bir yapılaşma var. Onun getireceği yükle birlikte Ankara trafiği kilitlenecek. Ankara Garı’nın yerleşkesinin parçalanarak hem bir tıp fakültesi hem de hastanesinin yapılması ile birlikte burada ekstra bir yük getirecektir. 300 bin metrekarelik bir inşaat alanı, buraya giriş çıkışlar acil servisi düşündüğümüzde Ankara’nın göbeğine atılmış bir bomba olarak düşünebilirsiniz. Ankara’nın kalbi durumda olan ve diğer ilçelerle bağını sağlayan önemli bir yer.”
İşletmecilik zafiyeti ile karşı karşıyayız
BTS Ankara Şube Başkanı İsmail Özdemir ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ankara Garı kentin merkezinde bir yerde Cumhuriyet’in temellerin atılmasıyla Ankara Garı birlikte şekillendi. Ankara Garı kamusal alanın iktidar tarafından talanıyla karşı karşıya. Kayseri ve İstanbul garlarında da böyle olmuştu. Şehirlerin merkezinde kalan alanları iktidar kendisine mülk yapma, yandaşlarına peşkeş çekme uğraşı içinde. Uzunca bir zamandır TCDD işletmeciliği yapılırken, Ankara Yeni Tren Garı ile birlikte demiryolu işletmeciliği yavaş yavaş sekteye uğramış vaziyette. Eskiden Ankara Garı’nda 17 hat varken, 13 hata düşürüldü. Ağırlık alışveriş merkezi yapıldı. Bizler çalışanlar olarak manevra yaparken zorlanıyoruz. Burada demiryolu araçlarımızın konum yön değiştirme kuşak hattı vardı. Burayı kapattılar hat sayısını düşürdüler ciddi şekilde işletmecilik zafiyeti ile karşı karşıyayız. Bu binaları getirip buraya yerleştirdiklerinde de haliyle nüfus ve yerleşim artacak. Bizler bu yanlış gidişata karşı Kayseri’de dava açmıştık ve hukuki yönden kazanım elde etmiştik. Yine Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile dava açtık. Biz bunu toplum vicdanına taşıyacağız ve toplum vicdanında geri adım attıracağız. Hukuki anlamda ve eylemsel anlamda mücadeleye devam edeceğiz.”