RayHaber

RaillyNews

BlauBahn

OtonomHaber

TeleferikHaber

Türkiye, Ulaşımın Uluslararası Koridoru Olacak

Uzun seneler Karayolları Müdürlüğü yaptıktan sonra yeni kurulan kabinede Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na getirilen Mehmet Cahit Turhan, Türkiye'yi, Batı Avrupa, Uzak Doğu ticaretinde önemli bir transit merkezi haline getirecek mega projelere hız verileceğini söyledi.

Anadolu, Kafkasya, Orta Asya ve Çin'in batısına kadar olan bölgenin gelecekte hem taşımacılık hem ticaret hem de turizm bakımından çok değerli hale geleceğini söyleyen Bakan Cahit Turhan, Çin'in hayata geçirdiği OBOR projesinin de bölgeye değer sağlayacağı bilinci ile Türkiye'yi ulaşımın her ayağında uluslararası bir koridora çevirmek için büyük bir gayretle çalıştıklarını belirterek Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, İstanbul Yeni Havalimanı gibi dev projelerin Türkiye'yi uluslararası koridora çevirecek önemli yatırımlar olduğunu ekliyor.

UTİKAD Dergisi için Bakan Cahit Turhan ile Türkiye'nin ve dünyanın lojistik ekosisteminde büyük değişikliklere yön verecek olan projeleri ve Türkiye'nin gelecek dönemlerde lojistik anlamda nasıl bir değişim geçireceği konuşuldu.

Ulaştırma Bakanlığı kökenli bir bürokrat olarak lojistik sektörünü yakından tanıyorsunuz. Kaptanlığınız döneminde, Bakanlığınızın lojistik sektörüne yönelik öncelikli projeleri neler olacak?

Bir ülke ekonomisinin güçlenmesinde en önemli koşullardan biri karşılaştırmalı üstünlük, diğeri ise kaynak tahsis etkinliği üzerinedir. Dolayısıyla, ulaştırmaya yapılan yatırımlar ve lojistik altyapınızın kuvveti, üretim yeteneği olan bölgelerimizin ürettiklerini hem yurt içi hem yurt dışındaki alıcılara en modern, en hızlı, en güvenli şekilde ulaştırması yönünde ciddi katkılar sağlamaktadır. Aynı şekilde, üreticinin daha kaliteli ve zamanında üretim yapabilmesi için en uygun girdilere uygun maliyetler ile ulaşabilmesi başarılmaktadır. Kısaca, ticaret demek, yollarda yük taşıyan tırların, kamyonların bulunması, denizlerde tankerlerin, Ro-Ro'ların yüzmesi, trenlerin rayların üzerinde akması, uçakların semalarda uçması demektir. İnternetin her eve girmesi, istediğin her anda pazara ve bilgiye ulaşabilmek demektir. Üretim demek; büyüme demektir, bunu bir de sosyal ve kültürel etkileri ile pekiştirdiğimizde kalkınma demek refah demektir. Bunları sağladıysanız eğer, ülkenizin kalbi atıyor, ekonominiz büyüyor demektir. Hükümet olarak geçtiğimiz 16 yılda gerçekleştirdiğimiz ulaştırma ve iletişim alanındaki gelişmelerin temelinde de ülkemiz için bu altyapıyı sağlama isteği yatmaktadır.

2003'den bu yana Türkiye'nin ulaştırma ve iletişim altyapısına yaklaşık 502,6 milyar TL yatırım yapıldı. Karayollarında bölünmüş yol uzunluğumuzu 6 bin 100 kilometreden 26 bin 200 kilometreye çıkardık. Bizden önce sadece altı il birbirine bölünmüş yolla bağlıydı, bu sayı şu an 76. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi küresel ölçekli dev karayolu projelerini başarıyla tamamlayarak, tüm dünyanın hizmetine sunduk. 150 yıl boyunca el değmeyen demiryollarını yeniledik. Türkiye'yi Avrupa'nın altıncı dünyanın sekizinci yüksek hızlı tren işletmeci ülkesi yaptık. Bakü-Tiflis-Kars Projesi, 150 yıllık rüyamız Marmaray ve Uzak Asya'dan Batı Avrupa'ya, Pekin'den Londra'ya uzanan İpek Demiryolu hayalini gerçeğe dönüştürdük. Türk sahipli deniz ticaret filosunu dünyanın ilk 15 ülkesi arasına soktuk. Uluslararası sefer yapan gemilere açık 175 liman tesisimiz bulunmaktadır. Ayrıca ülkemizin etrafındaki denizlerde birer büyük liman yapılmasını hedefledik. Ege Denizi'nde altyapısı tamamlanan Kuzey Ege/Çandarlı Limanı üst yapısının, yap-işlet-devret (YİD) modeli ile gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Filyos Limanı'nın yapım çalışmalarına başlandı. Mersin Konteyner Limanı ile ilgili çalışmalar ise devam etmekte. Yine, katma değeri yüksek, ileri teknoloji gerektiren alanlar arasında en önemli ilerlemeyi gemi inşa sektöründe sağladık. 2003'te 37 adet olan tersane sayımızı 78'e çıkardık. Türkiye'yi yat üretiminde tartışılmaz bir marka yaptık ve dünyada üçüncü sıraya yükselttik.

Hava yolunu halkın yolu yaptık. 2002 yılında iç hatlarda iki merkezden 25 noktaya gerçekleştirilen uçuş ağını, yedi merkezden 55 noktaya yükselttik. Dış hatlarda ise 60 noktaya gerçekleştirilen uçuş noktası sayısını 316 noktaya çıkarttık. 2002 yılında 35 milyon olan yolcu sayımız 195 milyonun üstüne çıktı. Şimdi ise, 200 milyon yolcuya hizmet verebilecek İstanbul 3. Havalimanı'nı 29 Ekim'de Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleri ile açacağız. İstanbul Yeni Havalimanı, 10,2 milyar Euro yatırım bedeli ve 22,1 milyar Euro kira geliri ile dünyanın en büyük ve önemli projelerinden biridir. Bu havalimanı, Türkiye'nin ekonomik gücünü gösterme açısından ve Türkiye ekonomisine kazandıracakları açısından çok önemlidir.

Çin'in dünya gündemini meşgul eden OBOR projesinde, Türkiye'nin bu projede rol alması için Bakanlık olarak ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

Yeni bir süper güç olmaya aday Çin Halk Cumhuriyeti'nin Modern İpek Yolu'na yönelik başlattığı “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” ülkemiz açısından da büyük öneme sahip. Mart 2015'de Vizyon Belgesi yayınlanan girişim çerçevesinde Çin; Asya, Avrupa ve Orta Doğu'yu birbirine bağlayan devasa bir altyapı ve ulaşım, yatırım, enerji ve ticaret ağı oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu itibarla Türkiye olarak, “Orta Koridor” yaklaşımıyla, Çin'in “Bir Kuşak Bir Yol Projesi'ne ilişkin aktif bir diplomasi başlattık. Türkiye tarafından “Modern İpek Yolu Projesi” olarak da adlandırılan Orta Koridor, Doğu ile Batı arasındaki mevcut hatlarda tamamlayıcı ve güvenli bir güzergâh teşkil etmektedir. Ülkemizin ulaştırma politikalarının temel ekseni, Çin'den Londra'ya kesintisiz bir taşımacılık hattı sağlamak üzere büyük ölçekli altyapı yatırımları gerçekleştirmek olmuştur. Uzak Doğu'dan Avrupa'ya kadar uzanan, yüzyıllar boyunca ticaret kervanlarının güzergâhı olarak yerini almış tarihi İpek Yolu'nun Orta Koridor'da geliştirilmesi için hem Anadolu'da hem de Kafkasya ve Orta Asya'da demiryolu ağlarının teşkil edilmesi ve karayollarının entegrasyonu konularında uzun süreden beri bölge ülkeleriyle çalışmalarımız yakından devam etmektedir. Bu amaç doğrultusunda da Asya-Avrupa-Orta Doğu ekseninde çok yönlü ulaşım ağını geliştirmek için önemli adımlar atarken, ülke içerisinde doğu-batı ve kuzey-güney ekseninde ulaşım bağlantısını geliştirecek projeleri de hataya geçiriyoruz. Geçen yıl açılan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattı bu nedenle Çin'den ve Orta Asya'dan ülkemize ulaşan tüm yolları birleştiren bir altyapı olarak çok büyük önem taşıyor. Bu proje sadece üç ülkeyi birleştirmiyor. İngiltere'yi, Fransa'yı, Belçika'yı, Almanya'yı, Avusturya'yı, Macaristan'ı, Sırbistan'ı, Bulgaristan'ı, Türkiye'yi, Gürcistan'ı, Azerbaycan'ı, Kazakistan'ı, Türkmenistan'ı ve Çin'i birbirine bağlıyor. Bakü'den Kars'a uzanan 829 kilometrelik bir demiryolu hattı, Hazar Geçişli Orta Koridor hattının önemli bir parçasını tamamlıyor. Bu projenin önemi önümüzdeki yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü Çin ve Avrupa arasındaki ticaret bugün, günde 1,5 milyar doları bulan boyutlara ulaştı. Bu ticaret akışının artarak devam etmesi ve 5-6 yıl içinde günde 2 milyar doları geçmesi bekleniyor. Bu kapsamda Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının tam kapasite ile çalışabilmesi ve bu hattın tamamlayıcısı olan yolların bitirilmesi hayati önem taşıyor. Bu nedenle, Marmaray Tüp Geçidi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü, hızlı tren ve yüksek hızlı tren hatları, Kuzey Ege Limanı, Gebze Orhangazi-İzmir Otoyolu, 1915 Çanakkale Köprüsü, İstanbul Yeni Havalimanı gibi mega projelerle de bu koridorun sağladığı yararı ve önemi artırıyoruz. Özellikle de bu koridorun devamı olacak bu dev projeleri, kamu-özel ortaklığı ile hayata geçirerek hem hızlı hem daha az maliyetle hem de özel sektör dinamiğini kullanarak gerçekleştiriyoruz. Çünkü bu treni kaçıracak lüksümüz bulunmuyor.

100 Günlük Eylem Planı'nda Bakanlığınızda Kanal İstanbul ve 3. Havalimanı gibi dev projelere yer verilmiş. Döviz kurlarındaki artış, projeleri nasıl etkiler sizce? Bu yatırımlar Türk lojistik sektörüne neler kazandıracak?

Ülkemizin rekabet gücüne ve toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunma, insanımıza en iyi şekilde hizmet etme anlayışımız doğrultusunda, mevcut ulaşım ve altyapı projelerimize hız kesmeden devam ediyor, bu büyük yatırımlara yenilerini ekliyoruz. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yönelik hedeflere ulaşılabilmesi için gerekli her türlü gayret ve kararlılığı gösteriyoruz. Bu çerçevede Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 100 Günlük İcraat Programı'nda yer alan projeler, hiç şüphesiz, büyük önem arz ediyor. Her birinde hızla mesafe aldığımız bu projelerin, ekonomik kalkınmada ve toplum refahının artırılmasında etkin bir rol üstleneceğini, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmasına katkı sağlayacağını ifade etmek istiyorum.

Döviz kurları üzerinde oynanan oyunların belirlediğimiz bu dev yatırımlara, projelere ket vurmasına izin vermeyeceğiz. Lakin Türkiye'nin bölgesindeki onca istikrarsızlığa, çatışmaya ve sıkıntıya rağmen neleri başardığını gayet iyi biliyorsunuz. Şu an yüzleştiğimiz sıkıntılar da bizim için asla aşılmaz değildir. Serbest piyasa prensiplerinden taviz verilmeyecek. Yatırım ve ticaret ile ekonomimiz güçlenecek. Unutmayın ki Türkiye, değişen durumlara göre her zaman adımlarını atmıştır ve bundan sonra da atmaya devam edecektir.

İstanbul 3. Havalimanı, kargo taşımacılığı açısından Atatürk Havalimanı'ndan ne gibi farklılıklara sahip olacak?

Yeni havalimanı çok büyük bir proje ve bize, bu kadar büyük bir havalimanına ne gerek var, gibi sorular yöneltiliyor. Biz, 3-4 saatlik uçuş ile 1,5 milyar insana ve 31 trilyon dolarlık bir pazara ulaşabilecek muazzam bir konumdayız. Bu bağlamda İstanbul, Türkiye'nin dışarıya açılan kapısı konumuyla, bu trafiğin merkezinde yer almaktadır ve İstanbul Yeni Havalimanı'nın bu konumu destekleyeceği ve geliştireceği düşünülmelidir. Küresel planda iddialı havayolu şirketleri için faaliyet merkezi olarak hizmet edecek bu tür bir üsse sahip olmak, önemli bir unsurdur. Bu noktada, İstanbul Yeni Havalimanı, 150 havayolu şirketine ve 350'nin üzerinde destinasyona uçuş imkânı sağlayacaktır. İniş kalkış yapan her uçak, yolcu hatta ülkemizin üzerinden uçan uçak bile ekonomimize gelir getirecek.

Bu yüzden İstanbul Yeni Havalimanı'nın yapılmasını istemeyenler var. Çünkü İstanbul Yeni Havalimanı yapılınca, İstanbul küresel bir havacılık merkezi olacak ve bölge ülkelerdeki birçok havaalanı önemini yitirecek. İstanbul Yeni Havalimanı teknik imkanları ve coğrafi konumuyla küresel havayolu firmalarının yeni merkezi olacak ve birilerinin bu pastadan aldığı pay küçülecek. Çünkü ticarette aksın Asya- Pasifik bölgesine kayması ile İstanbul Yeni Havalimanı, kargoda en güçlü havalimanı olacak. Ayrıca Atatürk Havalimanı'na inemeyen dev kargo gemileri, Yeni Havalimanı'na inebilecek. Airbus A380 ve Boeing 747-8 gibi süper jumbo kategorisindeki uçaklar, yeni terminalimize rahatlıkla yanaşabilecek. Türkiye'ye operasyon yapamayan havayolu şirketleri artık uçuş yapabilecek. Kargo alanı, büyüklüğü tam tamına 1,4 milyon m² büyüklüğünde. Yani 240 futbol sahası büyüklüğünde bir kargo alanına sahip. Kargo kapasitesi 5,5 milyon ton olacak.

Cumhuriyetin 100. yıl dönümünde nasıl bir lojistik sektörü hayal ediyorsunuz?

Öncelikle, ticaret açısından gelecek dönem, coğrafyamızın da içinde bulunduğu bölgelerin dönemi olacaktır. İnanıyoruz ki; Anadolu, Kafkasya, Orta Asya ve hatta Çin'in batısına kadar olan bölge, gelecekte hem taşımacılık hem ticaret hem de turizm bakımından çok daha önemli hale gelecek ve çok daha fazla konuşulacaktır. Bunda OBOR'un da büyük payı bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'yi en kısa sürede Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Kafkaslar ve Kuzey Karadeniz ülkeleri arasında, ulaşımın her modunda uluslararası bir koridora çevirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin son 16 yılda göstermiş olduğu ekonomik başarılarda da Türkiye'yi ulaşımın her modunda uluslararası bir koridora çevirme çabaları yatmaktadır.

Biraz önce bahsettiğim gibi Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, İstanbul Yeni Havalimanı gibi dev projelerimiz, Türkiye'yi uluslararası koridora çevirecek önemli yatırımlardır. Ancak Bir Kuşak Bir Yol Projesi ile artacak talebe cevap verebilmemiz için tüm ulaşım modlarını bir çatı altında birleştiren, lojistik sektörünün ihtiyaç duyduğu bütün hizmetleri verebilmek için lojistik köyleri kurmaya da başladık. Bu kapsamda yapımı planlanan 21 lojistik merkezin sekizi faaliyete başladı, birinin inşası tamamlandı. Beşinin de inşa çalışmaları devam ediyor. İnanıyorum ki, demiryolu sektörü başta olmak üzere lojistik sektörüne yaptığımız her türlü yatırım, potansiyeli 2 trilyon doları aşan doğu-batı ve kuzey-güney mal akışının kavşak noktasında bulunan ülkemizi, etkin bir lojistik üs haline getirecektir. “Orta Koridor” olarak adlandırılan Çin'den başlayarak Orta Asya ve Hazar bölgesini ülkemiz üzerinden Avrupa'ya bağlayacak hattı, geleceğin ticaret hattına dönüştürecektir.

 
© Yayınlanan haber ve fotoğrafların tüm hakları SUCUDO Ltd firmasına aittir. © Sitede yayınlanan yazıların hiçbiri telif hak sahibinin izini alınmadan yayınlanamaz. Designed & SEO by Levent Özen | Copyright © Bulmaca Cevap | 2011-2024