İZBAN, kenti Aliağa-Selçuk güzergahında birleştiren, havalimanı bağlantılı, en büyük kent içi raylı toplu taşıma sistemi. Her gün sabah 05.20’den gece 01.23’e kadar 136 kilometrelik hattı defalarca kat eden trenlerin işlediği devasa bir kent içi ulaşım aracı. İZBAN’da işveren İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD. Demiryolu İşçileri Sendikası üyesi 342 işçi her gün 500 binden fazla yurttaşı işyerlerine, okullarına, evlerine ulaştırıyor.
İZBAN yönetimi ile sendika arasında uzun süredir devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşmaya varılamadı. İşçiler ortalama yüzde 28 civarında zam isterken, İZBAN yönetimi enflasyonun da çok gerisinde kalan ortalama yüzde 14 civarında zam teklifinde bulundu.
Arabuluculuk sürecinden de sonuç çıkmayan İZBAN’da şimdi 60 günlük iyi niyet mühleti başladı. İZBAN işçileri için bu süre 22 Aralık’ta doluyor. Ancak sendika 22 Aralık’a varmadan greve çıkmayı planlıyor.
Grev için gün sayan İZBAN işçileriyle Demiryol-İş Sendikası’nın İzmir şubesinde buluştuk ve gelinen noktayı konuştuk…
Demiryol-İş İzmir Şube Başkanı Hüseyin Eryüz, İZBAN İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Güler, İşyeri Temsilcisi Berkant Arda ve toplu iş sözlemesi uzmanı Yeşim İnal yaşanan süreci soL'a anlattı.
'TÜM SÜREÇLERİ TÜKETTİK, GREVDEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK'
Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hüseyin Eryüz, “Biz yasada öngörülen tüm süreçleri tükettik. Uzlaşmak için tüm yollar denendi ve tükendi. Uyuşmazlık zaptı tutuldu. Arabuluculuk sürecini kullandık. Geldiğimiz noktada İZBAN yönetimiyle anlaşmazlıklarımız çok büyük” dedi.
Ücretle ilgili maddelerin hiçbirinde uzlaşılmadığını, idari maddelerinse önemli bölümünün geçtiğini ifade eden Eryüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Grev için son tarih 22 Aralık. Ancak hükümetin grev erteleme kararları oluyor biliyorsunuz. Her ne kadar OHAL kaldırılmış olsa bile bizim işkolumuzda ve bankacılık işkolunda OHAL döneminde alınan bir karar kanunlaştırıldı. Bu iki işkolunda grev izne tabii veya erteleme hakkı var. Böyle bir kritik durum var. Bizim aslında bu kanun çıkmadan önce Uluslararası Taşımacılık Sendikası ITF’ye ve Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’ya başvurularımız vardı. Şehir içi taşımacılıkta grev hakkının var olması gerektiği yönünde talebimiz vardı. Bu talep tam incelenriken hükümet çıktı dedi ki, şehir içi taşımacılıkta grev yapılabilir. Biz 2016’da ilk kez İZBAN’da greve çıktık. İZBAN’da greve çıkınca hükümet 15 Temmuz’u bahane ederek bu hakkın yok edilmesi için bir oyun oynadı. Kozları eline geçiren bir uygulamayı hayata geçirdi. Grev hakkımız kağıt üzerinde var ama her an bu hak elimizden alınabilir, böyle de bir durum var.”
’22 ARALIK’TAN ÖNCE GREV KARARI ÇIKACAK’
Yasal olarak tüm süreçleri tükettiklerini, grevin kapıya gelip dayandığını söyleyen Eryüz, “Örneğin Şişecam grevinin ertelenmesi kararında, mahkemenin ‘sendika tüm süreçleri kullanmayarak iyi niyet göstermemiştir, o nedenle erteleme haklıdır’ gibi bir ifade vardı. Biz bu durumlara düşmemek için tüm süreleri ve süreçleri kullandık. 60 günlük süreyi sonuna kadar kullandık, 60’ıncı gün uyuşmazlık tutanağı tutuk. Arabuluculuk süresini 15 gün kullandık, altı gün uzatma hakkı vardı, onu da kullandık. Grev hakkında da 60 günlük süreyi sonuna kadar kullanmayacağız tabii k, çünkü sonuna kadar kullanmak tehlikeli, riskli. Bu nedenle istişare edeceğiz, en uygun grev zamanını belirleyeceğiz. 22 Aralık’a kadar beklemeyeceğiz. Grev kararı her halükârda çıkacak. Bizim grev kararı almaktan başka çaremiz yok, yoksa yetkimiz düşer zaten. Yetkimizi düşürecek kadar da akılsız bir sendika değiliz” diye konuştu.
İZBAN İŞÇİLERİ NE İSTİYOR?
İZBAN işverenine yüzdelerle gitmek yerine, piyasadaki alım gücünü, ekonominin emek cephesine vurduğu darbeleri yok edecek rakamları göz önünde bulundurarak gittiklerini belirten Eryüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İZBAN çalışanlarının tren sürerken, vagon bakımı yaparken, gişede bilet satarken, yolcuların güvenliğini sağlarken kafalarının dinç olmasını sağlayacak taleplerle işverene gittik. İZBAN emekçileri çok zengin olsun değil derdimiz. İnsanca, uygarca, kafaları rahat ve dinç bir yaşam standardını sağlayacak ücretleri alsınlar, bunu istiyoruz. Şu anda 1878 TL net ücret alan makinistimiz de var; bu rakama ikramiyeler, yakacak, iş güçlüğü tazminatı, asgari geçim indirimi dahil. Yani yan gelirler dahil olmak üzere 1878 TL alan makinistimiz var. En kabadayısı da 2250 ile 2400 arasında ücret alan üyelerimiz var. Onlar da evli, çocuklu olup da yan tazminatları alanlar. 2010’da işe başlamış, en eski işçilerden, tekniker olan, iş risklerini yüksekten alan işçiler bunlar. Hepsi değil yani… Yani aldıkları ücret, en düşük memur maaşından daha düşük. Peki biz ne istiyoruz? İsteğimiz çok basit: Yaptığımız hesaplamaya göre 900 TL kira ödeyen dört kişilik bir ailenin 2618 TL harcaması var. Bu aile sinemaya, tiyatroya, konsere gitmeyen, lüks tüketimi olmayan bir aile… Bu hesaplama, enflasyonun son patlamalarından önceki hesaplama. Biz buna dayanarak ücret politikası oluşturduk. ‘Taban ücret asgari ücretin yüzde 20 fazlasıdır’ dedik. Buna göre kademelendirdik. Teknikerler için 3300 TL istedik ama işveren makinist ile tekniker arasındaki farkı kaldırarak hem makiniste hem teknikere 2900 TL verdi. Yani işveren bize yüzde 11.68 ile yüzde 16 arasında değişen zam teklifinde bulundular. Ortalama yüzde 14… Sürüş tazminatı da vermiyor, vardiya da vermiyor. İZBAN yönetimi iki yıldır zam görmeyen sosyal kalem dediğimiz yakacak, iş güçlüğü, izin parası, doğum yardımı, bayram parası gibi yan gelirlere önce yüzde 28 teklif etti, sonra bu teklifini yüzde 33’e revize etti. Ama yüzde 33 deyince zannetmeyin ki 100 liralar, 200 liralara yükseliyor; 13 TL’ye tekabül ediyor bu yüzde 33… Karşıdan bakıldığında ‘Aaaa yan ücretlere yüzde 33 zam’ diyorlar, kulağa hoş geliyor ama bunun reel karşılığı 13 TL’dir.”
'İZBAN EMEKÇİSİNİN GREVİ HAKLI VE MEŞRUDUR, İZMİRLİYE BUNU ANLATACAĞIZ'
İZBAN emekçisinin haklı ve meşru bir mücadele sürdürdüğünü, grevin anayasal bir hak olduğunu anımsatan Eryüz, "Amacımız ulaşım hakkını engellemek değil, hakkımızı aramak ve almak. Bu nedenle tüm yasal süreçleri işlettik ve tükettik. Grev son çareydi ancak İZBAN yönetimi bize grevden başka çare bırakmadı. Gittiğimiz yerlerde bize hak verenler de var ancak 'nankörlük etmeyin, bir yığın işsiz insan varken siz aldığınız parayı beğenmiyorsunuz' diyen de var. İZBAN işçisinin 5 bin lira, 7 bin lira aldığını düşünen insanlar var. Kamuoyunda böyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü işverenler kurnazlık ederek brüt rakamları kullanıyor. Hatta bizimle yaptıkları pazarlıkta diyorlar ki 'işyerinde verdiğim yemeğin parasını da dahi ettim ücret hesabına.' İşyerinde işçiye yemek veriyorsan bu senin gider masrafın. Bunu nasıl dahil edersin işçilik ücretine? İşçinin işe gidiş-geliş servisi parasını ödüyor, onu da koyuyor üstüne! Ben de dayanamadım dedim ki, 'Eksik bıraktığınız yerler var, bu arkadaşlara verdiğiniz iş elbisesinin, işyerinde içtiği suyun, kullanılan elektriğin parasını koyun bari.' Böyle şey olur mu! Brüt rakamlar kullanarak kamuoyunu yanıltıyorlar. Az önce de söyledim; net 1878 lira alan İZBAN emekçisi de var, en kabadayısı net 2400 lira alıyor. Gerçek ücretler bunlar. Biz çeşitli yöntemlerle, afişlerle, medyayla kamuoyunda oluşturulan yanlan yanlış algıyı düzelteceğiz. Bu mücadelenin bir emeğin hakkını almak mücadelesi olduğunu anlatacağız. İzmir halkının anlayışla karşılayacağına inanıyoruz" dedi.
İZBAN'DA İŞÇİLER ŞU ANDA NE ÜCRET ALIYOR, NE İSTİYORLAR, İŞVEREN NE VERİYOR?
İZBAN işçilerinin şu anda aldıkları net ücret ile istedikleri ücret ve İZBAN yönetiminin verdiği ücret şöyle:
Kaynak : haber.sol.org.tr