Kanal İstanbul Projesi'nin Türkiye'nin vizyon projelerinden biri olduğunu vurgulayan Turhan, projenin Türkiye'ye değer sağlayacağını, İstanbul'un marka değerini yükselteceğini ve İstanbul Boğazı'nın deniz trafiğinde giderek artan sorunlara çözüm olacağını söyledi.
Turhan, İstanbul Boğazı'nın şehir içi ulaşımında, turistik seyahatlerde ve Montrö Anlaşması gereği uluslararası deniz ticareti araçlarının geçişinde sorunlara neden olduğunu ve zaman zaman kazaların yaşadığını dile getirerek, boğazın dünyanın en zor, geçişi en kritik olan denizyolu olduğuna dikkati çekti.
Boğazdan geçen gemilere kılavuz kaptan verildiğini anımsatan Turhan, buna rağmen boğazda zaman zaman geri dönüşümü olmayan değerlerin tahrip olduğunu aktardı.
Turhan, dünya ticaretinde en ekonomik ulaşımın denizyolu olduğuna işaret ederek, "Yolunuz yoksa yeni bir yol yapacaksınız. Böyle bir kanal ihtiyacı varken, boğazın işlerini görecek su yolu yaparken de 'şehre katkı sağlayacak şekilde bir proje yapalım' düşüncesiyle Kanal İstanbul Projesi dünyada şehirciliğe yeni bir vizyon getirecek anlayışla dizayn edildi." dedi.
"Proje sonlanma aşamasına geldi"
Kanal İstanbul Projesi kapsamında 5 ayrı güzergahın çalışıldığını aktaran Turhan, en uygun güzergah olarak Küçükçekmece-Yeniköy hattının belirlendiğini, denizdeki su hareketleriyle ilgili testlerle incelemelerin yapıldığı, projenin sonlanma aşamasına geldiğini ifade etti.
Turhan, projede 1/100.000'lik imar planlarında son noktaya gelindiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İstanbul Boğazı, şehircilik ve emlak değeri olarak İstanbul'un en kıymetli yeri. Boğaziçi İmar Kanunu gereği burada artık yapılaşma sınırlı, yok denecek kadar az. Deprem riskine karşı İstanbul'da kentsel dönüşüm projesi de var. Özellikle Marmara sahili kenarındaki yerleşimler risk altında. Buradaki yapıların güvenliği sıkıntılı olanları kentsel dönüşüm projeleriyle bir yerlere taşımak lazım. Taşırken de plansız programsız olmamalı, çok yoğunluklu olan bölgeleri rahatlatmak lazım. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın da şehircilik hassasiyetini özellikle bu projeye yansıtıyoruz."
"Projenin isteklileri sadece Çinliler değil"
Kanal İstanbul Projesinin gerçekleştirileceği bölgede Küçükçekmece, Arnavutköy, Başakşehir ilçeleri sınırlarında rezerv yapı alanlarının tespit edildiğine işaret eden Turhan, bu bölgelerde şehirleşmenin oluşturulacağını, buralardaki yeni turizm ve iskan alanlarının tüm dünyaya pazarlanacağını anlattı.
Turhan, Kanal İstanbul Projesindeki köprü ve tünel sayılarına da değinerek, şunları kaydetti:
"Şu an mevcut 6 köprümüz var, bunların birisi demiryolu hattı. Bunlar yenilenecek ve burada oluşacak ihtiyaçlar için ilave 4 tane daha köprü düşünülüyor. Kanal İstanbul Projesi kapsamında 10 köprü yapılması planlanıyor. Projenin isteklileri sadece Çinliler değil, dünyanın değişik bölgesinden yatırımcılar gelip proje hakkında bilgi alıyor. Bir yatırım projesi olarak buna katılmak istediklerini belirtiyorlar. Projemizi kendileriyle paylaşıyoruz, zaman zaman dönüşler oluyor. Tabii bu ihale edilecek, bu bir kamu projesidir. Bunu yap-işlet-devret yöntemiyle ya da dış kredili olarak yapma konusunda arayış içerisindeyiz."
Kanalın inşaatına mevcut ulaşım, iletişim, enerji, su ve doğalgaz gibi hatların deplasmanı yapıldıktan sonra başlanabileceğini aktaran Turhan, bu konuların yatırımcılar tarafından değerlendirildiğini ve önümüzdeki günlerde mevcut yapıların deplasmanıyla ilgili çalışmalara başlamaya planladıklarını dile getirdi.
Turhan, projenin ihale tarihine ilişkin, "Mevcut yapıların Kanal İstanbul Projesi'ne uygun deplasmanının yapılmasıyla ilgili ihalelere 2019'un başında başlamayı düşünüyoruz. Kanal İstanbul'un inşaatının 2020'ye kalmaması lazım." dedi.
Kaynak : www.uab.gov.tr