Ulaştırma ve Altyapı Bakanı M. Cahit Turhan, Ankara`daki tren kazasının sebebine ilişkin incelemelerin çok yönlü devam ettiğini belirterek, "Sonuçlarını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacağız. Elbette müsebbipler hakkında gerekenler yapılacak." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü ile 125 üniversitenin bütçelerinin görüşmeleri sürüyor.
Bakanlığının bütçesi üzerinde söz alan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Perşembe sabahı Ankara'da yaşanan elim tren kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi.
Mecliste bu kazayla ilgili yoğun bir müzakere yaşandığını dile getiren Turhan, bu değerlendirmeleri ve insani hassasiyeti çok kıymetli bulduğunu ve dikkatle takip ettiğini bildirdi.
Turhan, "Odaklandığımız nokta insan hayatı ve güvenliğidir. Bu çerçevede kazanın sebebine ilişkin incelemeler çok yönlü olarak devam ediyor. Sonuçlarını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacağız. Elbette müsebbipler hakkında gereken yapılacaktır." diye konuştu.
Turhan, yıllarca Türkiye'deki en büyük eksikliğin, ulaşım ve iletişim alanındaki yatırım hususunda yaşandığını söyledi.
Sosyoekonomik hayatı çok yakından ilgilendiren bu sorunun, uzun yıllar siyasi iktidarların çözmeye çalıştığı alanların başında geldiğini ifade eden Turhan, "Özellikle ulaşım temelli bölgesel eşitsizlikler yıllarca ülkemizin en büyük yarası olmuştur. Ulaşım ve iletişimde yaşanan sıkıntılar yetersiz ve dengesiz bir gelişmeye neden olduğu gibi ülkemizin sektörel ve bölgesel gelişimi de dengeli bir seyir izlememiştir." diye konuştu.
Bakan Turhan, karayolları altyapısını çok daha güçlü hale getirerek ulusal ve uluslararası koridorları tahkim ettiklerini, ülkenin her köşesinde uzanan demiryollarının standartlarını yükselterek hizmet seviyesini ve trafik güvenliğini artırdıklarını belirterek, uzun yıllar ihmal edilen demiryollarını yeniden ulaştırma politikalarının odağına koyduklarını bildirdi.
Türk Hava Yollarını ülke insanının yanı sıra dünya vatandaşlarının tercih ettiği küresel bir marka haline getirdiklerini söyleyen Turhan, dünyanın en büyük hava ulaşım merkezlerinden biri olan İstanbul Havalimanı ile bu alandaki rekabet gücünün katlanarak artacağını dile getirdi.
Turhan, Türkiye'nin zengin deniz kaynaklarından maksimum düzeyde istifade etmek için pek çok icraatlar gerçekleştirdiklerini, bunun doğal sonucu olarak da bugün dünyayla rekabet edebilen bir gemi sanayisine ve etkin bir denizcilik sektörüne kavuşulduğunu vurguladı.
Bilişim ve teknoloji alanındaki ilerlemelere dikkati çeken Turhan, "Değişen ulaşım ve iletişim politikalarımızla süregelen olumsuzlukları bir bir bertaraf ettik. Dünya çapında ses getiren projelerimizle de ülkemizin küresel ölçekli konumunu ve değer üretimini güçlendirdik." ifadesini kullandı.
Turhan, ulaşım ve iletişim yatırımlarının, diğer sektörlerin gelişmesine doğrudan ya da dolaylı etki ettiğinden 2023, 2053 ve 2071'e ulaşmada lokomotif rol üstleneceğini bildirdi.
Bugüne kadar ulaştırma ve haberleşme altyapısına 537 milyar lira tutarında yatırım yapıldığını, bunun 100 milyar lirasını geçen kısmının kamu-özel sektör iş birliğiyle gerçekleştirildiğini anlatan Turhan, irili ufaklı 3 bin 510 projeyi tamamlamanın gayreti içinde olduklarını söyledi.
"Taşıt sayısı 15 yılda yüzde 156 arttı"
Son 15 yılda taşıt sayısının yüzde 156, karayollarındaki trafiğin ise yüzde 151 arttığına dikkati çeken Turhan, şöyle devam etti:
"Karayollarımız artan ulaşım talebinin karşılanmasında önemli bir hizmeti ifa etmektedir. Bölünmüş yol uzunluğunu 26 bin 637 kilometreye çıkardık, yol ağımızın yüzde 39'u, ana akslarımızın tamamına yakını bölünmüş yol haline geldi. Buna bağlı olarak seyir hızımız iki katına çıktı. Seyahat süreleri yarı yarıya kısaldı. Artık trafiğin yüzde 81'i bölünmüş yollarda seyahat ediyor. Bu sayede 17 milyar 700 milyon liralık iş gücü ve yakıt tasarrufunun yanında emisyon salınımında da 3 milyon 294 bin ton azalma sağlamış olduk."
Yol ağının 25 bin 204 kilometresini bitümlü sıcak kaplamalı hale getirdiklerini belirten Turhan, sınır kapıları, limanlar, demir yolları ve havalimanlarıyla bağlantıları sağlayacak olan doğu-batı koridorlarının yüzde 90'ını, kuzey-güney koridorlarının da yüzde 85'lik bölümünü tamamladıklarını dile getirdi.
Bakan Turhan, otoyol seferberliği çerçevesinde otoyol uzunluğunu 2 bin 842 kilometreye çıkardıklarını, 2016'da hizmete sunulan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de içinde bulunduğu Kuzey Marmara Otoyolu'nun tamamını 2020'de hizmete açacaklarını aktardı.
Osmangazi Köprüsü'nün de içinde bulunduğu İstanbul-İzmir Otoyolu'nu 2019'da bitireceklerini bildiren Turhan, şunları söyledi:
"Dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüsü olacak 1915 Çanakkale Köprüsü'nün de içinde yer aldığı Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu'nun Malkara-Gelibolu-Lapseki kesimini de 2022'de trafiğe açıyoruz. Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nu anlamlı bir gün olan 9 Eylül 2019'da bitirmeyi hedefliyoruz. Avrupa-Orta Doğu otoyol bağlantısını kesintisiz hale getirecek Ankara-Niğde Otoyolu'nu da 2020'de hizmete açmayı hedefliyoruz. Aydın-Denizli otoyol ihalesini 27 Kasım'da yaptık, değerlendirme süreci devam ediyor. Mersin-Çeşmeli-Erdemli-Taşucu Otoyolu'nun ihalesini de 18 Aralık'ta yapıyoruz. Bütün bu büyük projeleri yap-işlet-devret modeliyle hayata geçiriyoruz."
Turhan, yap-işlet-devret modeline ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu
"Hükümetlerimizin sağladığı siyasi ve iktisadi istikrar sayesinde yüksek maliyetli projeleri yurt dışı kaynaklı finansman desteğiyle hayata geçirme fırsatı yakaladık. Ülkemizin acil ve öncelikli bu projelerinin yapımında kamu kaynağı kullanmıyoruz ancak projeler hizmete girdikten sonra elde edilen gelirin garanti edilen gelirden az olması durumunda işletme süresince üstlenici firmaya fark ödemesi yapılıyor. Bugüne kadar yap-işlet-devret modeliyle bakanlık olarak yaptığımız ve halen devam eden projelerin yatırım bedeli 132 milyar liradır. Buna karşılık, söz konusu projeler için yüklenici firmalara bugüne kadar 5 milyar 285 milyon lira garanti ödemesi yapıldı. Projelere sadece yapım maliyeti açısından da bakmamak lazım. Projenin tamamlanmasının ardından işletme döneminde ortaya çıkacak bakım, onarım ve iyileştirme masrafları da yüklenici tarafından karşılanıyor. Bütün bunların yanında bu model sayesinde diğer sosyal amaçlı ulaşım projelerine daha fazla kamu kaynağı aktarma fırsatı bulduk."
"Tünel uzunluğu 463, köprü ve viyadük uzunluğu 586 kilometreye ulaştı"
Karayollarındaki tünel uzunluğunu 463 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 586 kilometreye ulaştırdıklarını belirten Turhan, Avrupa'nın en uzun duble yol tüneli olan Ovit Tüneli'ni bu yıl hizmete açtıklarını hatırlattı.
Turhan, Ovit Tüneli ile kış şartlarında seyahat çilesini sonlandırarak, yolu yıl boyu açık ve hizmet verir hale getirdiklerini vurguladı.
İzmir-Manisa arasında Sabuncubeli Tüneli'nin açılmasıyla yolculuk süresinin 15 dakikaya indiğini dile getiren Turhan, Şırnak-Cizre arasında bu yıl açılan tünellerle de ulaşım süresinin 20 dakikaya düştüğünü ifade etti.
Avrasya Tüneli sayesinde de bir senelik zaman diliminde 23 milyon saat iş gücü, 30 bin ton akaryakıt tasarrufu sağladıklarını anlatan Turhan, İstanbul'da yaşayanları 18 bin ton karbondioksit emisyonundan kurtardıklarını belirtti.
"Hazineye 7 milyar 768 milyon lira kaynak aktardık"
Turhan, bu yıl 11 milyonu aşkın araç muayenesi gerçekleştirdiklerini bildirdi. Turhan, "Bugüne kadar Hazineye 7 milyar 768 milyon lira kaynak aktardık. Sürdürülebilir bir kalkınma için yaptığımız projelerde doğanın korunmasına da hassasiyet gösteriyoruz. Bu kapsamda, bu projelerimizin civarında 16 yılda 62 milyon ağaç diktik. Hedefimiz, yeşilin hakim olduğu yollarda her daim güvenli seyahati sağlamaktır." diye konuştu.
Marmaray, yüksek hızlı tren hatları, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi gibi devasa projeleri hayata geçirdiklerini hatırlatan Turhan, bin 213 kilometreye ulaşan yüksek hızlı tren hatlarında taşınan yolcu sayısının 45 milyona yaklaştığını bildirdi.
Hızlı trenler sayesinde çevresi genişleyen şehirlerin neredeyse birbirinin banliyösü haline geldiğini söyleyen Turhan, şunları kaydetti:
"Ulaşım maliyetlerinin düşürülmesini sağlamak, çevreci bir ulaştırma türü olma özelliğini daha da pekiştirmek için başlattığımız elektrikli ve sinyalli hat hamlemiz devam ediyor. Elektrikli hat uzunluğumuzu 5 bin 467 kilometreye, sinyalli hat uzunluğunu 5 bin 746 kilometreye ulaştırdık. Sinyalizasyon diye bir konu devamlı tartışılıp duruyor. 12 bin kilometrenin üzerindeki demir yollarımızdaki sinyalli hat uzunluğunu özellikle son 9 yılda 5 bin 746 kilometreye ulaştırdık. Demiryollarımızda sinyalizasyon sistemiyle günde 746, tren teşkil memuruyla 493 adet tren taşımacılık hizmeti veriyor, olmazsa olmaz değil."
Yerli ve milli üretim seferberliğini demiryollarında da hayata geçirdiklerini belirten Turhan, "İlk defa milli tasarımla demiryolu araçları üretmeye başladık. Yük taşımacılığında, bağlantı noktaları olan lojistik merkezlerine ayrı bir önem veriyoruz. Bölgesel kalkınma amaçlı planladığımız 21 lojistik merkezden 11'ini hizmete aldık. Maden sahaları, fabrikalar ve organize sanayi bölgeleri gibi yük merkezlerine yaptığımız bağlantı hatlarıyla demir yollarının yük taşımacılığındaki payını artırmayı hedefliyoruz. Bu yatırımı sanayicilerimizle iş birliği içinde yapıyoruz." dedi.