Genç Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun ilk yıllarında sanayi ve üretim
atağına geçti. Bu yatırımların en önemlilerinden biri olan Kayseri Uçak
Fabrikası 1950 yılına kadar 130 uçak üretti.
Savaştan yeni çıkmış bir devlet, küllerinden yeniden doğan bir
millet. Yurdun dört bir yanı demir ağlarla örülürken bir çok fabrika
açıldı. Bu tesislerden en önemlilerinden birisi de Kayseri Uçak
Fabrikasıydı.
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı uçakların etkin ve hayati
silahlar olduklarını ispatladı. Genç Türkiye Cumhuriyeti savaş
sonrasında hızla uçak üretimine yöneldi. Biliyordu ki İstikbal
Göklerdeydi.
Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu nedenle
uçak fabrikasının açılışına büyük önem verdi. Almanya ile Birinci Dünya
Savaşı öncesinde kurulan işbirliği yeni bir boyutuyla yeniden gündeme
taşındı. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Kemaleddin Sami Bey aracılığıyla
Alman Junkers firması ile bağlantı kuruldu ve Alman Junkers şirketi ile
anlaşma sağlanarak 1926 yılında Kayseri’de TOMTAŞ fabrikasının
temelleri atıldı.
Junkers fabrikayı iki aşamada tamamlamayı taahhüt etti. Hangarlar ve
tesisler kuruldu, bir uçak prototipi dosyası hazırlandı. İnşa
çalışmalarının ilk aşaması söz verilen tarihte bitirildi.
Fabrika o zamanın şartlarında, imkânsızlıklar içinde yapıldı. O
tarihte Kayseri’de ne elektrik ne de demiryolu bulunuyordu. Fabrika için
gereken malzemeler Almanya’dan deniz yolu ile İskenderun’a, oradan
trenle Ulukışla’ya, oradan da deve ve kağnılar ile Kayseri’ye
ulaştırılıyordu.
Her şey hazırdı. 5 Alman mühendis, 120 Alman işçi ve 240 Türk işçi ile Türkiye’nin ilk uçak üretimi başladı.
Fabrika yüzlerce Türk gencinin havacılık alanında yetişmesine de
büyük katkı yaptı. Kayseri Uçak Fabrikası’nda İkinci Dünya Savaşı’nın
sonuna kadar çeşitli tip ve markalarda 100’den fazla uçak üretildi.
Fakat Marshall yardımları ve Türkiye’nin NATO üyeliği, Kayseri Uçak
Fabrikasının da sonunu getirdi. Müttefiklerine göre artık Türkiye’nin
uçak üretmesine gerek yoktu. Kayseri’deki tesisler hava ikmal ve bakım
tesislerine dönüştürüldü.
Türkiye, savaş sonrasında ortaya çıkan iki kutuplu dünyada ABD’nin
yanında yer aldı. Marshall yardımının askeri malzeme ve araç-gereç
konusunda sağladığı rahatlık içerisinde uçak üretimiyle ilgilenmekten
vazgeçmek durumunda kaldı.
Türkiye’nin uçak üretimine ilişkin tecrübeleri de bir çırpıda heba
edildi. Türkiye’nin rahata alıştırılıp üretimden uzaklaşması, Kayseri
uçak fabrikasının yaşatılamaması, Türk havacılık tarihine büyük bir
kayıp olarak geçti.