Kanuna uymayan bilirkişilerin raporlarıyla hazırlanan iddianameye bağlı olarak üç koca yılı adaletsizce geride kaldı. Ancak Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin Çorlu’daki faciaya ilişkin hazırladığı rapor, ihmalleri ortaya koydu. Kazanın ardından yalnızca dört sanık hakkında yargılama başladı. Aileler, faciada ihmali ve sorumluluğu bulunanlar hakkında işlem yapılmaması, sadece dört kişi hakkında dava açılması üzerine “Adalet Nöbeti” tutmaya başladı. Fakat “Adalet Nöbeti” onlara adalet getirmedi, üzerine soruşturmalarla uğraşmak zorunda kaldılar.
Uzunköprü-Halkalı seferini yapan yolcu treninin Tekirdağ’ın Muratlı ile Çorlu ilçeleri arasındaki Sarılar köyünde devrilerek 25 kişinin hayatına mal olmasının üzerinden üç yıl geçti. Facianın üçüncü yılında hayatını kaybedenlerin aileleri konuştu.
Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’in haberine göre, Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Sel, “Bütün hayatım değişti. En başta benden oğlumu çaldılar, hayatımı çaldılar. Hayallerle dolu bir ömrün yerini şimdi mücadele ile geçirdiğim başka bir hayat aldı. Hukuk mücadelesi için soruşturmalar, davalar, mahkemeler girdi hayatıma. Hiç bilmediğim şeylerdi. Bir de eskiden özel günleri neşeyle oğlum ile birlikle kutlarken, şimdi o özel günleri mezarlıkta geçirir olduk. İnsan evladının doğum gününde mezarlıkta olur mu? Olurmuş. Bize de bu düştü bu hayatta” diye konuştu.
“Üç Koca Yılı Adaletsizce Geride Bıraktık”
“Dört sanık vardı karşımızda ve tek bir tutuklu yargılanan yoktu. Kanuna uymayan bilirkişilerin hazırladığı raporla hazırlanan iddianameye bağlı olarak üç koca yılı adaletsizce geride bıraktık” diyen Sel, “25 kişiyi öldürenlerden çok biz ailelere, avukatlarımıza, bize destek veren gazetecilere dava açıldı. Bugün hâlâ TCDD raylarında ölüm saçmaya devam ediyor ve yargı, bu ölümlerin hesabını ne yazık ki soramıyor” dedi.
“Bizim Çabamız Başka Canlar Yanmasın”
Özgenur ve Gülce Dikmen’in annesi Funda Dikmen de, “Mahkeme süresince bize yaşatılan zorluklar, suçlu gibi muamele görmemiz, bizi yıpratmaya çalışmaları bizleri yıkmadı, daha çok kuvvetlendirdi. Ama bu davada başından beri iddialarımızın doğru çıkması şu an bize bir umut oldu. Bizim çabamız başka canlar yanmasın. Bizim içimiz yandı, kızlarımı geri getiremeyeceğim ama başka Özge’ler, Gülce’ler, Sena’lar, anneler ve babalar, başka canlar yanmasın diye sonuna kadar mücadelemiz devam edecek. Bizi bezdiremeyecekler” ifadelerini kullandı.
“Kızımın ve 25 Canın Adalet Süreci Ne Yazık Ki Çok Ağır”
Sena Köse’nin annesi Aysun Köse: Üzerinden üç yıl geçmesine rağmen değişen bir şey yok. Acı aynı acı. Hep taze ilk gün gibi. Özledikçe daha da artıyor, daha da yakan bir hal alıyor. Bu facia olmasaydı kızım da üniversite sınavına girecekti. Sınav günleri berbattım. Çok gücendim her şeye. Hayallerine yandım. Çok seviyordu okulunu, derslerini, özellikle matematiği. Kızımın ve 25 canın adalet süreci ne yazık ki çok ağır. Bizim gözümüzden her şey çok netken, bu yavaş ilerleme bizi yıpratıyor. Yanımızda olan, dik durmamızı sağlayan, acımızı paylaşan herkese sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum.