UTİKAD Lojistik Sektörü Raporu ile bir kez daha sektörün nabzını tutmak için sizlerle. UTİKAD 2019 yılından itibaren hayata geçirdiği sektör raporları ile Türkiye’deki uluslararası lojistik sektörünün faaliyetlerini, taşımaları, kapasiteyi, önemli gelişmeleri ve ilgili mevzuatı bir araya getirerek sektörümn geleceğine ışık tutmaya çalışıyor.
2020 yılına damgasını vuran koronavirüs pandemisinin olumsuz etkileri 2021 yılında da devam etti ve yıl içerisinde ortaya çıkan yeni varyantların etkileri küresel lojistik sektöründe de hissedildi.
Virüsün kişisel ve toplumsal sağlığa etkilerinin azaltılması ve nihai olarak yok edilebilmesi amacıyla virüse karşı aşı üretimi dünyadaki tüm ülkelerin vatandaşlarına ulaştırıldı, COVID-19 ile yaşanan kırılmanın ardından güçlü bir toparlanma süreci başladı. 2021 yılında dünyada yaşanan K Tipi Toparlanma ile sektörel bazlı yaşanan büyümeler takip edildi.
2021 yılında lojistik sektörü farklı krizler ile baş etmeye çalıştı. Konteyner ve küresel tedarik zinciri krizleri, yüksek maliyet artışlarına sebep oldu. Konteyner krizi, konteynerlerin hem daha pahalı hem de erişilemez hale gelmesine sebebiyet verdi, bu durum da doğrudan küresel tedarik zinciri sorununu ortaya çıkardı.
Pandemi kısıtlamalarının hafiflemesi ile beraber taşımacılık hizmetlerine olan talep arttı, pandemi sürecinde iptal edilen gemi seferleri sebebiyle limanlara yığılan siparişlerin yüklenmeye başlaması ile navlunlarda artış yaşandı.
Dünya çapında etki yaratan şoför krizi ise ülkemizi de yakından etkiledi. Şoför sayısında yaşanan eksiklik, istihdam edilecek personel bulunamaması sebebiyle lojistik maliyetleri yükseltti.
23 Mart 2021 tarihinde Japon “Ever Given” adlı konteyner gemisinin karaya oturması ile beraber Süveyş Kanalı’nın kapanması, küresel ticaretin aksamasına sebebiyet verdi.
Pandemi tedbirlerinin gevşetilmesi ile beraber enerji taleplerinde yaşanan artış ile doğal gaz ve kömür fiyatlarında rekor kırıldı.
Yaşanan krizlere rağmen küresel ticaret 2021 yılında toparlanma eğilimi gösterdi ve COVID- 19 öncesi rakamlara yaklaştı.
2021 yılında başta lojistik sektörünü etkileyecek uluslararası regülasyonlar açıklandı. Bunlardan bir tanesi Avrupa Komisyonu tarafından Temmuz ayında açıklanan “Fit for 55” oldu. Bu paket ile sınırda karbon düzenlemesi, yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması, düşük emisyonlu ulaşım modlarının ve bunları destekleyecek altyapıların kullanıma sunulması ön plana çıktı. Paket kapsamında Avrupa Birliği’ne yapılacak ihracata ilave vergi yükümlülüğü getirilmesini öngören yasal düzenlemelerden bir başkası da Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) oldu.
Salgın ile beraber yeni iş yapış şekilleri de hayatımıza girdi ve sektörde dijital bir evrim yaşandı. Bu süreçte e-ticaret, otomasyonlar ve azalan fiziksel temas ön plana çıktı. Limanlar otonom hale geldi, gümrük süreçleri iyileştirildi, altyapı modernizasyonu sağlandı ve gümrük beyanları dijital ortamda yapılabilir hale geldi.
Türkiye’de son 5 yılda yapılan kamu yatırımları incelendiğinde 2021 yılında Ulaştırma ve Haberleşme sektörü toplam yatırım planında en büyük payı aldı.
2020 yılı verilerine göre Türkiye’de Ulaştırma ve Depolama sektörünün GSYH’ye katkısı %8 civarında oldu.
Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri’nde taşımacılık faaliyetleri hem ithalatta hem de ihracatta en büyük payı aldı. 2020 yılında hizmet ihracatı yaklaşık 25,5 milyar ABD Doları iken hizmet ithalatı ise yaklaşık 23 milyar ABD Doları oldu.
2021 Mart ayı itibarıyla lojistik sektörünün toplam nakdi kredi borcu ise 218 milyar TL seviyesinde gerçekleşti, söz konusu borç bir önceki yılın aynı döneminde 156 milyar TL idi. 12 aylık dönemde kredi borç miktarı %40,1 oranında arttı. Sektörün kullandığı kredi Ocak ayında 196,793,813,000 TL’ydi; 2021 yılı sonunda kredi miktarı %35 oranında artış gösterdi.
Taşınan malların değeri bazında son 10 yıllık dönemde denizyolu taşımacılığı hem ithalatta hem de ihracatta en büyük paya sahiptir. Karayolu taşımacılığı Türkiye’nin dış ticaret taşımalarında değer bazında ikinci sırayı almaktadır. Taşıma türleri arasında Türkiye’nin dış ticaret faaliyetlerinde değer bazında havayolu taşımacılığı üçüncü sırada gelmektedir. Demiryolu taşımacılığı Türkiye’nin dış ticaretinde en düşük paya sahip taşıma türüdür. Değer bazında olduğu gibi ağırlık bazında da denizyolu taşımacılığı önde gelmektedir. Karayolu taşımacılığının ithalattaki payı 2021 yılında yaklaşık %5,36 seviyelerindedir. Demiryolu taşımacılığı Türkiye’nin hem ithalatında hem de ihracatında son 10 yıllık dönem içerisinde ağırlık bazında %1’den az paya sahiptir. Havayolu taşımacılığı kısıtlı kapasite sebebiyle Türkiye’nin dış ticaretinde ağırlık bazında en az paya sahip taşımacılık türüdür.
Türkiye’nin dış ticaretinde son 10 yıllık dönem içerisinde 2013 yılında en büyük dış ticaret hacmine ulaşıldı. 2017 yılı hariç olmak üzere ihracat-ithalat farkı azalma eğiliminde oldu. 2011 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı sadece %56 iken bu oran 2021 yılı sonunda %83’e yükseldi.
Türkiye’nin ihracatının ülke grupları bazında dağılımı incelendiğinde, hem 2020 hem de 2021 yılı sonunda AB-27 ülkelerinin %41,3 ile ilk sırada yer aldığı görülmektedir. İthalatta ise AB-27 ülkelerinin payı 2020 yılı sonunda %33,4 oranında ve 2021 yılı sonunda ise bu oran %31,5 oranında gerçekleşti. AB harici Avrupa ülkelerinden 2020 yılında yapılan ithalat tüm ithalatın
%16,3’ünü teşkil ederken bu oran 2021 yılı sonunda 16,5 oldu.
2021 yılında Türkiye’nin ihracat gerçekleştirdiği ilk 20 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yaklaşık %66, ithalat yapılan ilk 20 ülkenin toplam ithalattaki payı ise yaklaşık %67’dir. Almanya ve ABD hem ihracatta hem de ithalatta ilk 5 ülke arasında yer almaktadır. İthalatta birinci ülke konumundaki Çin’in payı %11,88 iken ihracattaki payı ise %1,63’tür.
Demiryolu yük taşımacılığı, diğer taşıma modlarına göre daha çevreci, ekonomik ve güvenli bir taşıma türü olması ile öne çıkmaktadır. Türkiye’nin dış ticaretinde demiryolu taşımacılığının değer bazındaki payı diğer tüm taşıma türlerinin payından düşüktür. Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında demiryolunun payının önceki yıllara göre arttığı görülmektedir. Temassız ticareti mümkün kılması sebebiyle demiryolu yük taşımacılığına yönelik artan rağbet bu artışta etkilidir. Demiryolu yük taşımacılığının toplam ithalat taşımalarındaki payı 2012-2018 yılları arasında düşüşe geçti. 2018 yılı ile birlikte başlayan yükselme 2019 yılında devam etti, ardından 2020 yılında %1’i yakaladı, 2021 yılında ise %1,23 oldu. Demiryolu yük taşımacılığının toplam ihracat taşımalarındaki payında da benzer bir durum söz konusudur. 2011 yılındaki %0,93’lük oranın ardından 2012-2018 yılları arasında düşüş yaşandı. %0,67 ila %0,44 arasında değişen oranlar 2019 yılında yeniden artışa geçti. 2019 yılında %0,54, 2020 yılında %0,77 ve 2021 yılında %0,74 oranına erişildi. 2011-2021 yılları arasındaki süreç içerisinde 2021 yılı toplamda değer bazında en fazla yükün taşındığı yıl oldu. Demiryolu yük taşımacılığının ithalat ve ihracat taşımalarındaki ağırlık bazındaki payı 11 yıllık süre içinde %1’in altında kaldı. İhracat taşımaları 2013 yılında büyük bir düşüşe geçti, %0,35’lik oran ile en düşük seviyesine indi. İhracat taşımaları bu yıldan sonra yeniden yükselmeye başladı ve 2021 yılı sonunda %0,77’lik orana ulaştı. İthalat taşımalarında ihracat kadar büyük kırılımlar olmasa da 2011 yılında başlayan düşüş 2018 yılına kadar devam etti ve 2018 sonrasında yükselmeye başlayan pay oranı 2021 yılı sonunda %0,64 oldu.
Karayolu taşımacılığı değer bazında Türkiye’nin dış ticaretinde ikinci sırada yer almaktadır. Karayolu taşımacılığının ithalatta 2011-2021 yılları arasındaki döneminde en düşük oranı %17,88 ile 2018 yılında gerçekleşti. İhracatta da %28’lik oran ile 2018 yılında karayolu taşımacılığı en düşük payını yaşadı. 2021 yılında değer bazında uluslararası karayolu taşımacılığında en yüksek değerlere ulaşıldı. Uluslararası yük taşımacılığında ağırlık bazında karayolu ile ihraç edilen yükler, ithal edilen yüklerden daha fazla paya sahip oldu. 2011-2021 yılları arasında 2016 yılında ithalat taşımaları %3,72’lik oran ile en düşük payındadır, ihracatta ise 2020 yılında %16,79’luk oranla en düşük payındadır. İthalat yüklerinin ağırlık bazında payı en fazla %5,36’lık oran ile 2021 yılında olurken ihracat yüklerinin ağırlık bazında payı en fazla %24,68’lik oran ile 2015 yılında oldu. Karayolu yük taşımacılığında ağırlık bazında taşınan yüklerde hem ithalatta hem de ihracatta 2021 yılında en yüksek ton değerine ulaşıldı.
Havayolunda 2011 yılından 2021 yılına kadar olan dönem içerisinde dış hat kargo trafiği iç hat kargo trafiğine kıyasla daha büyük ve doğrusal bir gelişme gösterdi. 2013, 2014, 2015 ve 2021 yıllarında 100.000 tonu aşan iç hat kargo trafiği son 10 yıl içerisinde en düşük hacme COVID- 19 pandemisinin etkisiyle 51.043 ton ile 2020 yılında sahip oldu. 2021 yılı sonunda ise iç hat kargo trafiği 111.466 ton şeklinde istatistiklere yansıdı. 2020 yılında 1.368.576 toplam kargo trafiği 2021 yılında %21 artış ile 1.615.709 ton oldu. Pandemi etkisini daha hafif bir şekilde hissettiğimiz 2021 yılı sonunda ise dış hat kargo trafiği hacmi 1.504.243 ton olarak gerçekleşti ve artış oranı %14 oldu. 2011 yılında havayolu taşımacılığının ithalatta değer bazındaki payı %10,62’ydi. 2020 yılı sonunda bu oran %19,82’ye yükselirken 2021 yılının sonunda %11,08’e düştü. İhracattaki değer bazındaki payı ise 2021 yılının sonunda ise %8,40 oldu. 2015 yılında havayolu ithalat yüklerinin toplam değeri havayolu ihracat yüklerinin yaklaşık %16, 2021 yılının sonunda ise yaklaşık %39 katı oldu. İthalat taşımalarında ağırlık bazında havayolu taşımalarının payı 2021 yılının sonunda %0,05’tir. 2021 yılının sonunda ihracat taşımalarında havayolu taşımacılığının payı incelenen dönem içerisinde 2020 yılından sonra %0,49 pay ile en düşük orana sahip oldu.
Türkiye’nin 2011 ve 2021 yılları arasında olan dönemde denizyolu ile taşınan ithalat yüklerinin değer bazında payı 2019 yılına kadar %60’larda seyretti; 2014 ve 2015 yıllarında değer bazındaki payı %69’a kadar yükseldi. Ancak 2020 yılının sonunda ilk defa %60’ın altına inen pay oranı 2021 yılının sonunda da %66,91 oldu. İhracatta denizyolu taşımacılığının değer bazındaki payı 2021 yılının sonunda %60,01 olarak gerçekleşti. 2011 yılında 73.576.384 ABD Doları tutarındaki denizyolu ihracat yükünün değeri 2021 yılının sonunda 2011 yılına kıyasla %82 artış gösterdi ve 133.752.639 ABD Doları oldu. Değer bazında denizyolu ile taşınan ithalat yüklerinin toplam değeri 2011 yılında 133.440.245 ABD Doları iken 2021 yılının sonunda 2011 yılına kıyasla yaklaşık %18 oranında artış gösterdi ve 157.390.322 ABD Doları oldu. 2011 ve 2021 yılları arasındaki dönemde ağırlık bazında denizyolu taşımacılığının tüm ithalat taşımalarındaki payında önemli değişiklikler gözlemlenmemekle beraber denizyolunun payı tüm yıllarda yapılan ithalat taşımalarında yaklaşık %95’tir. 2021 yılı sonunda %93,94 olmuştur. Aynı dönemde ihracat taşımalarında ağırlık bazında denizyolu taşımacılığı 2015 yılı itibarı ile payını sürekli artırmaktadır. 2011 yılında denizyolu ihracat taşımalarının tüm ihracat taşımalarındaki payı oranı %73,84 iken 2021 yılının sonunda payı %80,96 oldu. İthalat taşımalarında denizyolu ile taşınan yüklerin ağırlığı 2021 yılının sonunda 213.034.409 ton oldu. 2021 yılının sonunda ihracat yüklerinin ağırlığı ise 144.905.420 ton oldu.
UTİKAD tarafından hazırlanan Lojistik Sektörü Raporu 2021 için TIKLAYINIZ